28 Nisan 2012 Cumartesi








 Koyu rüzgar konuşturuyordu dalgaları. Derin bir mavinin içinde çınlıyordu karanlık. Ayak uçlarındaki koca boşluk sarıyordu onu. Üstüne şeffaf bir korku giymişti. Korkunun cebinde hayalleri duruyordu. Gözlerine hüzün çekmiş, saçlarından ihanet kokusu karışıyordu rüzgara..
  Öyle bir iç çekişi vardı ki dalgalardan daha keskin..Sırtını döndü engin denize. Ellerini kalbine götürdü, gözlerini kapatıp bırakıverdi bedenini özgürlüğe... Soğuk esintinin altından çekildiğini hissedebiliyordu iliklerinde. Korku pare pare çırpınıyordu eteklerinde derken o soğuk..

Önce narin vücudunda tiz bir acı sezinledi. Yavaşladı hareketleri. Bitmek bilmeyen boşlukta soluğu kesildi, gözlerini açtığında karanlığın ortasında gün ışığını gördü çığlık çığlık. Uzattı elini aydınlığa biçare... Oysa içine çekti onu karanlık aydınlığın aksine.. Uzaklaşıyordu gün ışığı sessizce. Gittikçe küçülüyordu ve nihayet...

Daldı o derin uykuya, üstüne şeffaf bir korku giymişti. korkunun cebinde hayalleri..... 

23 Nisan 2012 Pazartesi

Sinsi bir..


 Sinsi bir tetikçi bence o. Bizler avlarıyız... 

Yavaşça yaklaşıp acımasızca vurur. Musibet bir hastalık gibi baş verir tenlerimizin altında tiz bir acı. Kıvranır bedenlerimiz ulu orta katliamlarının kıyısında.. her soluk alıp verişin dalga dalga hüzün sarar damarlarına...
Yavaş yavaş unutursun hatıraları, gülüşleri, sevgileri, boynuna kondurduğun öpücükleri, tenine sinmiş nefesini...
Çokça zaman sonra sessiz bir o kadar da ağır bir sızı yerleşir sol tarafına. 
Yaşamla ölüm kadar tezat.
Hissetmekle uyuşmak arasında yürüdüğünü seyretmek gibi...
Buğulu gözler, titreyen ellerdir bunca yığından sonra yanında yürüyen..

 Evet, eminim sinsi bir tetikçi o..

En ummadık zamanında bulur seni. Rotanı bozar, dengeni sarsar, sevgini kine aşkını toza bular... Sonra yitirir anlamını yaşamak, yaşlanmak...
Susmak da acı verir ağzını açıp konuşmak ya da konuşmaya çalışmak da..
 Değiştirebileceğin zamanlar, çiğneyip geçeceğin kurallar yoktur artık...

Yavaş yavaş soğur bedenin. Uzun soluklu bir ölüm gibi.. 

Siz söyleyin ! 

Tanrı...

Sinsi bir tetikçi değil mi ?